İşyeri Kapatma Kararları ve İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu
Maddesi gereği Sözleşmeye aykırı şekilde özgürlüğü sınırlanan kişilerin mahkemeye başvurma hakları bulunmaktadır. AYİM bu kararında adeta çatışmanın, iç hukuk normlarıyla AİHM’nin yorumu arasında olduğunu ve AİHM’nin yorumunun iç hukuk normlarını etkisiz kılamayacağını ifade etmektedir. Maddesini hiç dikkate almayarak hatalı bir sonuca ulaşmıştır. Yine Anayasanın 129 ncu maddesinde yer alan; “….uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz. Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır…” düzenlemesi de, yasama organına Silahlı Kuvvetler mensupları hakkında verilen disiplin kararlarını yargı denetimi dışında bırakabilme yetkisi tanıyan bir hükümdür[744]. Yasama organı bu hükme dayanarak bir kısıntı getirmediği takdirde sırf bu Anayasa hükmüne dayanılarak Silahlı Kuvvetler mensupları hakkında disiplin ceza kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olduğu sonucuna varılamaz\. VIP oyuncu ol, özel ödüller ve avantajlar kazan. mars bahis\.roscasaresbasket.com/ »>pin up güncel adres\. Yine yasama organı yargı denetimi kısıntısını düzenleyen yasa kuralını yürürlükten kaldırdığı takdirde Anayasaya aykırılıktan söz edilemez. Her iki Anayasa kuralı da yasama organına yetki veren bir düzenleme olup, Anayasanın 125. Maddesindeki Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şuranın kararlarının yargı denetimi dışında olduğu, 159. Maddesindeki, Hakimler ve Savcılar Kurulunun kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamayacağı şeklindeki, yasama organına takdir yetkisi vermeden açıkça yargı yolunu kapatan bir hüküm içermemektedir. Buradan çıkan sonuç ortada bir Anayasa-Sözleşme çatışması değil kanun-sözleşme çatışması olduğudur.
Sonuç olarak askerlerin ifade özgürlüğünün sivil kişilere göre daha fazla sınırlanabileceği, bu sınırlamaları ihlal edenlerin disiplin yaptırımı da dahil olmak üzere çeşitli yaptırımlarla cezalandırılabileceği, ancak bu sınırlamaların gereklilik, oranlılık ve ölçülülük ilkelerini ihlal ettiği takdirde sözleşmenin 10. Maddesinin de ihlal edileceği, bu nedenle askeri hizmetin gerekleri ile ifade özgürlüğü dengesinin iyi ayarlanması gerekmektedir. Anayasanın 26.maddesine göre, düşünce ve kanaatler söz, yazı, resim ve başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklanabilir ve yayılabilir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini, muhataba ulaşmasını ve dinlenilme hakkını da kapsar. Ancak, bu hak ve hürriyet, radyo, televizyon, sinema ve benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Kezâ, haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici işlemler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz (m.26/III). Sonuç itibarıyla, askeri disiplin cezalarından, meslekten çıkarma cezalarının bazıları (YAŞ Kararları hariç), ve kişi özgürlüğünü sınırlayan cezalar bakımından 6. Mahkeme’ye göre, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı bir toplumda, türleri, süreleri ve infaz şekilleri itibariyle önemli olarak değerlendirilebilecek bir zarara yol açmayanlar hariç, “ceza” adı altında uygulanabilecek özgürlükten mahrum bırakan cezalar, “suç isnadı” kapsamına girmektedir. Davanın ciddiyeti, taraf Devletlerin gelenekleri ve AİHS’nin kişinin fiziksel özgürlüğüne atfettiği önem bunu gerektirmektedir[600]. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin altıncı maddesi ile Sözleşmeye taraf olan ülkelerin yargı süreçlerinde kişilerin sahip oldukları haklar ve yargılamanın hangi koşullar altında yapılması gerektiği belirtilmiş; diğer bir ifadeyle, kişilere yargılama sürecinde tanınan haklar güvence altına alınmıştır. Öte yandan, Sözleşmeye taraf olan ülkeler yargı sistemlerini Sözleşmenin gereklerini karşılayacak biçimde örgütleme yükümlülüğü altında olduklarından; adil yargılama ilkesi, sadece yargısal sürecin işleyişini belirlemekte kalmayıp, aynı zamanda yargının yapılanma şeklini de kapsamaktadır[578].
Fakat anayasa bu sayının bir sonraki dönemde kırka çıkarılmasını emretmiştir. Otuz yaşını doldurmuş Bahreyn vatandaşları milletvekili seçilebilirler. Seçim uyuşmazlıklarını bu yüksek yargı mercii çözümler. Ancak anayasa söz konusu yetkinin başka bir yüksek mahkemeye de aktarılabileceğini belirtmektedir. Meclis üyeleri başbakana ve bakanlara soru sorabilir, sonunda güven oylamasına kadar gidebilen gensoru önergeleri verebilir. Ancak emîrin de meclisi fesih ve seçimleri yenileme yetkisi vardır. Kanunlar özellikle bir mahkemeyi yetkili ve görevli kılmışsa yargılamayı o mahkeme yapar.
Yine sözleşmeyi ciddi olarak ihlal eden üye devletlerin Avrupa Konseyinden çıkarılma koşulları da hüküm altına alınmıştır. Hazırlanan sözleşme 4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da imzaya açılmış ve 3 Eylül 1953 tarihinde yürürlüğe girmiştir[451]. Sözleşme’yi hazırlayanlar, 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirisini başlangıç noktası alarak, insan haklarını ve temel özgürlükleri korumak ve daha ileriye götürmek suretiyle, Avrupa Konseyinin amaçlarının gerçekleştirilmesini istemişlerdir. Sözleşme, Evrensel Bildiride yer alan bazı hakların kolektif bir biçimde uygulanması için ilk adımları atmıştır. Yukarıda belirtilen düzenlemeler karşısında, TSK’da çalışan Devlet memurlarının disiplin amirinin, astsubay, uzman jandarma, erbaş veya Devlet memuru olması mümkün değildir.
- İdari ceza hukukunun, genel ceza hukuku ile irtibatı, cezaya ilişkin genel hukuk kurallarının uygulanıp uygulanmayacağı gibi hususlar belirsiz idi.
- Örneğin silahların eşitliği ilkesi, Schuler-Zgragen/İsviçre davasında davacının dava dosyasını inceleyebilme ve dosyadan bazı belgelerin fotokopilerini alabilme, mahkeme kararına dayanak teşkil eden bilirkişi raporlarının kendisine gösterilmesi açısından incelenmiştir[688].
- Şikâyet haklı görülürse ceza kaldırılır veya değiştirilir.
(7) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası alan yedek subaylar ve yedek astsubaylar, ilgili kanunlara göre belirlenen kalan askerlik hizmetlerini er rütbesi ile tamamlarlar. (8) Amir değişikliğini meydana getiren; bir aydan fazla süreli kurs ile bir aydan fazla üç aydan az süreli geçici görevlendirmelerde disiplin amiri olabilmek için üçüncü fıkranın (c) bendinde düzenlenen sicil verme yetkisinin bulunması şartı aranmaz. (2) Aynı fiil nedeniyle bu Kanunda yazılı disiplin cezalarından birden fazlası verilemez. (4) Bir ve ikinci fıkradatanımlanan suçların işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde,ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur. (4) Yukarıdaki fıkralarda yazılıfiillerin düşman devletle aralarında savaş için ittifak veya iştirak olandevlet yararına işlenmesi hâlinde de bu madde hükümleri uygulanır.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası atamaya yetkili amirler, memuriyetten çıkarma cezası yüksek disiplin kurulu başkanı tarafından en geç kararı izleyen 15 gün içinde ilgililere tebliğ olunur (DY m.14,15). Maddede; “Disiplin kabahatlerinden dolayı verilen hapis cezaları bir sene müruruzamana tabidir. Bu müddet cezanın tebliğinin ertesi gününde başlar.” hükmü bulunmaktadır. Bu düzenleme irdelendiğinde tüm disiplin cezalarını kapsamadığı görülmektedir. Maddede sadece disiplin kabahatlerinden dolayı verilen hapis cezaları (göz hapsi ve oda hapsi) ile ilgili infaz zamanaşımını düzenlendiği, disiplin tecavüzleriyle ilgili verilen hapis cezaları için ve ayrıca hapis cezaları dışındaki cezaların infaz zamanaşımı süreleriyle ilgili bir düzenlemenin yer almadığı anlaşılmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçların ayrıntılı olarak incelenmesi dersin temel konusunu teşkil etmektedir. (4) Gönderilen kayıtların içerik bakımından istenen yayın olmaması veya kayıtlarda tahrifat, çıkarma, silme gibi işlemler yapılması hâlinde, özel medya hizmet sağlayıcı kuruluşların sorumlu müdürü beşbin günden onbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. Maddesinde, “Bu kanunun genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanır” hükmü, 27/1. Maddesinde de “…onbeşgün içinde sulh ceza mahkemesine başvurabilirler” hükmü düzenlenmiş olup, bu hüküm yasanın genel hükümleri arasında yer aldığından, tüm idari yaptırım kararlarına karşı sulh ceza mahkemesine itiraz yolu açılmıştır. İdari para cezaları ile ilgili, hakkaniyet anlamında adaleti sağlamaya dönük en önemli ilke ise 17. Buna göre; para cezası kanunda alt sınır ve üst sınır olarak gösterilmişse, ceza miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur. Bu kural fiiliyle orantılı ceza ilkesinin uygulanması maksadıyla konulmuş olup, idari para cezasına karar verecek kamu görevlisi veya kurul bu takdir yetkisini keyfi olarak kullanamayacaktır[11].
657 SK’da özel düzenleme olması sebebiyle, 657 SK’da düzenlenen disiplin suçlarına ceza verilmesinde AsCK’nın 171. Maddesine ekli cetvelde, binbaşı rütbesinde bir disiplin amiri Devlet memuruna 1/20’ye kadar miktarda aylıktan kesilmesi cezası verebilmekte, Tuğgeneral rütbesinde bir disiplin amiri ise 1/12’ye kadar miktarda aylıktan kesilmesi cezası verebilmektedir. Maddesine göre disiplin amirlerinin hepsi 1/8’i ile 1/30’u arasında aylıktan kesme cezası verebilmektedir. Soruşturma sonunda düzenlenecek raporun sonuç kısmında, yapılan araştırmalarda ulaşılan kanaat belirtilir[356]. Ayrıca disiplin amirinin yapması gereken işlemlere yönelik öneride bulunulur. Ancak soruşturma yapanların önerisi disiplin amirini bağlayıcı nitelik taşımaz[357]. Soruşturma raporunun ceza vermeye yetkili amir ya da kurulları bağlamaması hukuki niteleme açısındandır. Disiplin cezası verecek kişi veya kurul bir raporun yetersiz olduğunu düşünüyorsa, yeniden soruşturma yapılmasını veya soruşturmanın derinleştirilmesini isteyebilir. Ancak usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir rapordaki maddi verilerin disiplin cezası verecek kişi veya kurul tarafından göz ardı edilmesi de mümkün değildir[358].
Cezanın miktarı her bir yasada müstakil belirlenmiş olup, her yıl VUK’da belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılmaktadır. Ì İdari suç ve cezalarda da yasallık ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yasal dayanağı bulunmayan idari para cezası olamaz. Bu çalışmanın konusunu “Belediyelerin Kabahatler Kanunu Uyarınca Verdiği Cezalar” oluşturmakta olup, bu amaçla öncelikle genel anlamda adli ve idari ceza kavramı ile idari ceza türleri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Cezaların tanımından sonra, belediyelerin cezalandırma yetkisi ve ceza türleri önce Kabahatler Kanunundan önceki haliyle sonra da Kabahatler Kanunundan sonraki haliyle ortaya konulacaktır. Bu aşamada esas inceleme konusu gereği, Kabahatler Kanunundaki sırayla, belediyelerin yetkili olduğu cezalarda ayrıntıya girilerek, diğer cezalar ise genel olarak tahlil edilecektir.
B) İhale kararında veyasözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi. A) İhale kararında veyasözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi. (4) İhaleye fesat karıştırmadolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suçhükmüne göre cezalandırılırlar. C) Cebir veya tehdit kullanmaksuretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğineveya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlerekatılmalarını engellemek. (2) Bu suçun tabip veya eczacıtarafından ya da resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatınicrası kapsamında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranındaartırılır. (2) Bu suçun, resmi izne dayalıolarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi hâlinde,verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. (2) Yapı ruhsatiyesi olmadanbaşlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefonbağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne görecezalandırılır. (2) Bu suçun, kasten yaralamasuçuna tepki olarak işlenmesi hâlinde, kişiye ceza verilmez.
Suçun faili üst veya amir konumunda bulunan asker kişilerdir. Devlet memurlarının emrinde çalışan askerlerle aralarında astlık-üstlük ilişkisi bulunmadığından, onlar tarafından bu suç işlenemez. Ancak amir olan asker kişilerin, emirlerinde görevli Devlet memuru aleyhine bu suçu işlemeleri mümkündür. Zira İçHizK’nun 115/b maddesine göre, bütün sivil personel emrinde çalıştıkları askeri amirlere karşı ast durumundadırlar[146]. Burada en önemli unsur amir ve üste saygısızlık teşkil eden fiilin hizmette veya hizmete ilişkin hallerde yapılmasıdır[99].